‘Botoks yaptıranın beyni çalışmaz’ iddiası gerçek mi şehir efsanesi mi? Uzmanlardan net yanıt

Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Son yıllarda hem estetik kaygılar hem de yaşam kalitesini etkileyen tıbbi sorunlar nedeniyle botoks büyük ilgi görüyor. “Yılan zehri” ile uzaktan yakından ilgisi olmasa da halk arasında böyle bilinen botoks, aslında bir toksin ve tıbbi adı da botulinum toksin. Bir bakteriden laboratuvar ortamında elde edilen saflaştırılmış doğal bir protein olan botoks, kasların aşırı kasılmasını geçici olarak durduran bir tedavi yöntemi. İlk olarak nörolojik hastalıklarda ve şaşılık tedavisinde kullanılsa da yıllar içinde estetik ve dermatolojik amaçlar için de uygulanmaya başladı. Sinir uçlarından kaslara geçen kasılma sinyalini geçici olarak durduran botulinum toksin, böylece aşırı kas aktivitesini azaltarak hem kırışıklıkların hem de çeşitli sağlık problemlerinin giderilmesine katkı sağlıyor. Geçici bir etkiye sahip olması dolayısıyla kaslar birkaç ay içinde doğal işlevlerine geri dönüyor. Botoks, dermatolojide en çok kırışıklık tedavisi için uygulanırken, uygulama yapıldıktan sonra yüzdeki kaslar çalışmadığı için beyne giden nöronların da çalışmadığına dair iddialar ortaya atılıyor. Peki gerçekten botoks yaptıranın beyni çalışmaz mı?

‘AMAÇ, YÜZ İFADESİNİ DONDURMAK DEĞİL’

Botulinum toksinin, dermatolojide en çok kırışıklık tedavisi, diş sıkma (bruksizm), ‘gummy smile’ (gülümseme esnasında diş etlerinin normalden fazla görünmesi) ve aşırı terleme (hiperhidroz) gibi durumlarda uygulandığını söyleyen dermatoloji uzmanı Doç. Dr. Seçil Vural, “Kırışıklık tedavisinde kullanılan botulinum toksin; alın bölgesindeki yatay çizgilerden kaş arasındaki dikey çizgilere, göz çevresindeki kaz ayağı görünümünden burun çevresi ince kırışıklıklara, çene ve boyun bölgesindeki zamanla derinleşen çizgilere kadar yüzün pek çok alanında etkili bir sonuç sunar. Amaç, yüz ifadesini dondurmak değil, kişiye daha dinlenmiş, aydınlık ve doğal bir görünüm kazandırmaktır. Tedavi süreci oldukça pratiktir. Uygulama öncesinde detaylı bir konsültasyon yapılır ve başlangıç görüntüleri kaydedilir. İşlem genellikle 10 dakika sürer, çoğu kişide anesteziye ihtiyaç duyulmaz. Kişi işlemden hemen sonra günlük hayatına dönebilir. Uygulama sonrasında ise ilk gün boyunca dik pozisyonda durmak, uygulama bölgesine masaj yapmamak, 24 saat spor aktivitelerinden ve alkol alımından kaçınmak önerilir. Botulinum toksinin tam etkisi ilk hafta başlar ve iki hafta içinde oturur” dedi.

‘BOTOKS BEYNE ETKİ EDEN BİR İŞLEM DEĞİL’

Botoks uygulamalarının tıpta 30 yılı aşkın süredir güvenle kullanıldığını ve etkisinin ortalama 3–6 ay sürdüğünü açıklayan Doç. Dr. Seçil Vural, “FDA tarafından onaylanmıştır. Tedavinin deneyimli hekimler tarafından yapılması, kullanılan ürünün orijinal ve güvenilir olması, elde edilen sonuçların hem doğal hem de güvenli olması açısından büyük önem taşır. Kişisel beklentiler uygulamayı yapacak hekimle açıkça konuşulmalıdır. ‘Botoks yaptıranın beyni çalışmaz’ sözü ise kesinlikle yanlış. Bu tamamen kulaktan dolma bir söylenti. Botoks beyne etki eden bir işlem değildir. Sadece yapıldığı bölgedeki kası geçici olarak gevşetir, hepsi bu. Yani botoks yaptırmak zekâyı, hafızayı, düşünmeyi ya da beyin fonksiyonlarını hiçbir şekilde etkilemez. Bu söylem muhtemelen mimiklerin biraz azalmasından dolayı ortaya çıkmış bir şehir efsanesi. Botoksun beyinle bir bağlantısı yoktur ve bu söz tamamen yanlıştır” açıklamasını yaptı.

“Bu tedavi; hamilelere, emziren annelere, nöromusküler hastalığı bulunanlara ve uygulama bölgesinde aktif enfeksiyonu olan kişilere önerilmemektedir. Botulinum toksinin en önemli avantajları; hızlı uygulanması, minimal invaziv olması, doğal görünüm sağlaması ve gerektiğinde güvenle tekrarlanabilir bir işlem olmasıdır. Ancak sonuçların başarılı olabilmesi için hem hekimin deneyimi hem de doğru ürün kullanımı hayati öneme sahiptir. Botoks genel olarak güvenli bir işlemdir ama her şeyde olduğu gibi bazı ufak tefek yan etkiler görülebilir. İşlem yapılan bölgede hafif bir kızarıklık, küçük bir morarma ya da kısa süreli bir baş ağrısı olabilir. Bunlar genelde birkaç saat içinde veya en geç birkaç günde geçer. Nadiren, botoksun komşu kaslara hafifçe yayılması nedeniyle geçici bir düşüklük ya da hafif bir asimetri olabilir ama bunlar da kalıcı değildir, kendiliğinden düzelir. Doğru doz ve doğru teknikle yapıldığında ciddi bir sorun beklenmez.” Doç. Dr. Seçil Vural

HEP YAPTIRMAK GEREKİR Mİ?, BIRAKINCA YÜZ ÇÖKER Mİ?

“Bir kere botoks yaptırınca hep yaptırmak gerekir” ve “Botoks bırakınca yüz çöker” sözlerinin gerçeği yansıtmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Seçil Vural, sözlerine şöyle devam etti: “Botoksun etkisi geçicidir. Ortalama 3-6 ay sürer ve bu süre boyunca yüz kasları aslında dinlenmiş olur. Yani botoks kasları zayıflatmaz, yüzü bozmaz, çöktürmez. Etki geçtiğinde kaslar yavaş yavaş eski çalışma düzenine döner. Botoks yaptırınca “hep devam etmek zorundasınız” gibi bir durum da yoktur. İsteyen kişi etkisi geçince tekrar yaptırır, istemezse bir daha yaptırmaz. Botoks bırakıldığında yüz eski doğal haline döner, çizgiler botoks yüzünden artmaz. Botoks ne bağımlılık yapar ne de yüzü çökertir. Tam tersine, birkaç ay boyunca kasların dinlenmesine yardımcı olur. Sonuç olarak botulinum toksin, tıbbî kanıtlarla desteklenen ve hem estetik hem de fonksiyonel faydaları bulunan modern bir tedavi yöntemidir. Doğru kişiye, doğru dozda ve uzman hekim tarafından uygulandığında, kişinin yaşam kalitesini artıran güvenli ve etkili çözümler sunar.”

‘ZEKAYI ETKİLEMESİ BİYOLOJİK OLARAK MÜMKÜN DEĞİL’

Botoksun temel işlevinin, uygulandığı bölgedeki kasların aşırı kasılmasını geçici bir süre durdurmak olduğunu açıklayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, “Böylece kasların üzerindeki cilt katlanmaz ve kırışıklıklar açılır, yüz daha dinç ve aydınlık görünür. Sadece estetik amaçla değil, aynı zamanda aşırı terleme, diş sıkma ve kronik migren tedavisinde de yıllardır güvenle kullandığımız, doğru ellerde yapıldığında ifadeyi bozmadan yaşam kalitesini artıran tıbbi bir uygulamadır. “Botoks yaptıranın beyni çalışmaz” iddiası, tıbbi gerçeklerden ziyade, olsa olsa mizah dergilerine konu olacak bir şehir efsanesidir. Botoks, uygulandığı bölgedeki kas ile sinir ucu arasında kalır yani kana karışıp beyne ulaşması veya zihinsel fonksiyonları, zekayı etkilemesi biyolojik olarak söz konusu değildir. Evet, kaşlarınızı çatarak kızgınlığınızı göstermeniz biraz zorlaşabilir ama bu, o duyguyu hissetmediğiniz veya düşünemediğiniz anlamına gelmez. Aksine, bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, aynaya baktığında daha dinç ve pozitif bir yüz gören kişinin özgüveni artıyor, psikolojik olarak kendini daha iyi hissediyor” dedi.

‘SON DERECE GÜVENİLİR BİR TEDAVİ’

“Tıpta 40 yılı aşkın süredir sadece estetik değil, nörolojik hastalıklar, şaşılık tedavisi ve hatta çocuklarda kas problemleri gibi pek çok alanda kullanılan, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onaylı bir ilaçtan bahsediyoruz” diyen Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, “Yani botoks, rüştünü çoktan ispat etmiş, arkasında devasa bir bilimsel birikim olan son derece güvenilir bir tedavidir. Ancak bu güvenilirlik, ilacın orijinal olması ve anatomiye hâkim bir uzman hekim tarafından uygulanması şartına bağlıdır. ‘Merdiven altı’ dediğimiz ruhsatsız yerlerde, menşei belirsiz ürünlerle yapılan işlemler bu güven çatısının dışındadır” bilgilerini paylaştı.

“Her tıbbi işlemde olduğu gibi botoksun da bazı yan etkileri olabilir ancak bunlar genellikle hafif ve geçicidir. Uygulama sırasında iğneye bağlı olarak giriş yerlerinde minik morluklar, hafif kızarıklık veya kısa süreli bir baş ağrısı görülebilir. Bunlar beklediğimiz ve birkaç günde kendiliğinden geçen durumlardır. Hastalarımızın asıl korktuğu göz kapağı düşüklüğü veya ‘şaşkın ifade’ gibi durumlar ise ilacın kendisinden ziyade, genellikle yanlış noktaya veya yanlış dozda uygulama yapılmasından kaynaklanır. İyi haber şu ki, botoksun etkisi kalıcı olmadığı için bu yan etkiler de kalıcı değildir. Çok daha nadir durumlarda ise toksinin uygulama bölgesinden vücuda yayılması sonucu ‘botulismus’ dediğimiz; genel kas güçsüzlüğü, yutma veya nefes alma zorluğu gibi ciddi tablolar literatürde tanımlanmıştır. Ancak estetik amaçla kullandığımız dozlar o kadar düşüktür ki, bu risk genellikle tedavi amaçlı çok yüksek doz kullanımlarında veya lisanssız, kaçak ürünlerle yapılan hatalı uygulamalarda karşımıza çıkar.” Prof. Dr. Zekayi Kutlubay

‘BELİRLİ DURUMLARDA UYGULANMASI SAKINCALI’

“Botoks oldukça güvenli bir profil çizse de her tıbbi ilaç gibi belirli durumlarda uygulanması sakıncalıdır” diyen Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, “Prensip olarak, gebelik ve emzirme dönemindeki kadınlarda, bebek üzerindeki etkileri üzerine etik sebeplerle çalışma yapılamadığı için tedbiren bu işlemi uygulamıyoruz yani riske girmiyoruz. Ayrıca kas zayıflığıyla seyreden bazı özel nörolojik rahatsızlığı (Miyastenia Gravis gibi) olan hastalarda, mevcut tabloyu etkileyebileceği için botokstan kaçınırız. Uygulama yapacağımız bölgede aktif bir uçuk, sivilce veya deri enfeksiyonu varsa da işlem, deri tamamen iyileşene kadar ertelenmelidir” uyarısında bulundu.

BOTOKS, ‘KOZMETİK BAKIM’ DEĞİL, CİDDİ BİR ‘TIBBİ İŞLEM’

Botoksun bir ‘kozmetik bakım’ değil, ciddi bir ‘tıbbi işlem’ olduğunun altını çizen Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle en altın kural, işlemin mutlaka bir dermatoloji veya plastik cerrahi uzmanı tarafından, hijyenik bir klinik ortamında yapılmasıdır. Güzellik salonları, kuaförler veya ev ortamları bu işlem için asla uygun değildir. Ayrıca uygulanan ilacın Sağlık Bakanlığı onaylı, orijinal bir ürün olup olmadığını sorgulama hakkınız var. Piyasa değerinin çok altında, şüphe uyandıran ucuzluktaki uygulamalardan sağlığınız için uzak durmalısınız. İşlem sonrası ise ilk 4 saat dik durmak, o bölgeye masaj yapmamak ve hamam-sauna gibi sıcak ortamlardan kaçınmak, ilacın istenmeyen yerlere dağılmasını engellemek için dikkat etmeniz gereken basit ama önemli detaylardır.

Author: Admin