Eren Koca / HABER MERKEZİ – Adana’nın Seyhan ilçesi Barış Mahallesi’nde önceki gün bir berber dükkanında husumetli iki grup arasında silahlı kavga çıktı. Kavgada Ayhan Bozateş (37)hayatını kaybederken, Eren Bildik (24), Abdullah Demirtaş (40), Fatih Ey6nallı (50), Arif Doğan (44), Orhan Bozateş ve Zülfü Dağoğlu yaralandı. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, polis olayı gerçekleştiren şüphelileri arıyor. 23 Kasım’da da Sinop’un Ayancık ilçesinde motosikletle dükkanın önüne gelen iki kişiden biri içeri girerek berber M.Y.’ye tabancayla ateş etmiş, saldırgan daha sonra dışarıda motosiklet üzerinde bekleyen arkadaşıyla birlikte hızla olay yerinden kaçmıştı.
Kurşun yağdırdılar
Gaziosmanpaşa’da berberlik yapan Furkan Başkaya, çalıştığı sırada bir grup şüpheli dükkanda bulunan müşterisine saldırmaya kalktı. Başkaya iş yerinde kavga edilmemesini söyleyip araya girince şüpheli grup Başkaya’yı darbettikten sonra dükkanını kurşunladı. Yaşanan darp ve kurşunlama anı güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Mart ayında, İstanbul Bağcılar’da bir berber dükkanı silahlı saldırıya uğradı. Haraç çetesine boyun eğmediği söylenen genç esnaf o saldırıda başından yaralandı. Hastaneye kaldırılan esnaf kurtarılamadı. Çorum’da bir berberde bekleyen S.Y, aralarında daha önceden husumet bulunan M.Ö.’nün saldırısına uğradı. Saldırıda yaralanan S.Y, tedavi altına alınırken, saldırgan gözaltına aldı. Bu saldırılar sadece birkaçı…
‘Zayıf bir alan’
Berber dükkanlarının mahallenin en “açık” ve herkes tarafından bilinen ortak alanlarından biri olduğunu belirten Uzman Psikolog Kerem Gümüş, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İnsanlar rutin olarak oraya gider, saatleri bellidir. Bu da berberi, tarafların birbirini kolayca bulabildiği, sosyal kontrolün zayıfladığı bir alan hâline getirir. Ayrıca berber ortamı ‘güvenli’ ve ‘sıradan’ göründüğü için, husumetin beklenmedik bir anda patladığı sahnelere dönüşebilir. Husumetliler burayı kısmen kolay ‘av’ noktası olarak görebilir. Berberde insanlar çoğu zaman daha da savunmasızdır.
Refleksler kısıtlı
Üstü başı dağınık, sandalye üzerinde, refleksleri kısıtlı, dikkati başka yerdedir. Bu durum saldırgan için ‘en kolay ulaşılan, en çaresiz an’ anlamına gelir. Bu nedenle berber dükkânı, husumetin daha rahat uygulanabileceği bir alan gibi algılanabilir. Bu tür saldırıların arkasında, kontrolsüz öfke, sosyal gerilim, kendini ispatlama ihtiyacı ve suç kültürünün normalleşmesi bulunuyor. İnsanlar gündelik yaşamın doğal akması gereken alanlarını bile çatışma sahnesine çeviriyorsa, bu durum toplumsal stres seviyesinin yükseldiğini, bireylerin duygularını sağlıklı yönetemediğini ve gerginliğin sıradanlaştığını gösterir.”
